Anadolu'nun Yıldızı Eskişehir

Şimdiye kadar birçok yer gezip görme şansım olsa da Eskişehir farklıdır...

Şimdiye kadar birçok yer gezip görme şansım olsa da Eskişehir’in bendeki yeri her zaman farklıdır. Doğup büyüdüğüm, her köşesinde çeşitli anılarımın olduğu hatta ailemle birlikte halen yaşamamımı sürdürdüğüm yer Eskişehir. Özellikle şehrin son 5 yılda turistik anlamda geldiği nokta ise herkes gibi  beni de mutlu ediyor. Eskişehir adının geçtiği muhabbetlerde beklemediğim kişilerden şehirle ilgili övgüler almak insanı gerçekten sevindiriyor. Eğer siz de yakın zamanda bir Eskişehir gezisi düşünüyorsanız yerlisinden tavsiyelerle 2 günde şehri keşfetmeye ne dersiniz?

Şehrin Tarihi Merkezi Odunpazarı

Odunpazarı Eskişehir’in ilk kurulduğu yer. Şehirdeki kültürel mirasların birçoğu bu noktada, bu yüzden şehrin modern yüzünden önce beni daha çok etkileyen bu otantik semt ile gezimize başlmak istiyorum.

Şehre yerleşmeye gelen ilk insanlar şehrin birkaç noktasına ciğer asarlar ve gözlemlerler. Odunpazarı’na asılan ciğerin daha geç bozulduğunu gören insanlar buraya yerleşir ve bölgenin tarihi belki de bu rivayetle başlamış olur.

Odunpazarı bölgesine ilk adım attığımız anda birbirinden güzel ve otantik tarihi evler bizleri selamlıyor. Bir süredir devam eden restorasyon çalışmaları ile evler ilk günkü görünümlerine kavuşmuş durumda. Osmanlı sivil mimarisinin muhteşem örneklerinden olan bu evlerle dolu sokaklarda yürümek insanı adeta zamanda yolculuğa çıkartıyor. Eğer gezi boyunca zaman sıkıntnız yoksa gün boyu bu muhteşem evlerin ve sokakların fotoğraflarını çekmek bile sizlere ayrı bir keyif verir. Sokaklarda ilerlerken ilk durağımız Kurşunlu Camii ve Külliyesi. 1517 -1525 yılları arasında inşa edilen külliye içinde birçok güzel bölüm var. Sıcak Cam Atölyesi, dünyada tek olma özelliği olan Lületaşı Müzesi ve güzel hediyeliklerin satıldığı El Sanatları Merkezi bu bölümlerden birkaçı. Külliyede insana huzur veren bir hava var, bahçedeki banklarda oturmak bile insana keyif veriyor.

Külliye sonrasında hemen karşıda yer alan Atlıhan El Sanatları Çarşısı’nda şehre özgü birbirinden güzel ve bol çeşitte hediye bulmak mümkün. Lületaşından yapılmış pipolar, magnetler, anahtarlıklar, çeşitli hediyeler vitrinleri süslüyor. Tarihi bir handa alışveriş yapıyor olmanın havası da bir başkta. Atlıhan’dan sonraki durağımız ise Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykel Müzesi. Burası yurt dışında yer alan Mademe Tussauds Müzeleri’nin bir benzeri. İçerisinde bir çok önemli ismin balmumu heykeli var. Heykellerin kimi az kimi çok benzese de müze önündeki kuyruklar genellikle müzeye ilginin çok yoğun olduğunu gösteriyor. Üstelik giriş ücretleri sembolik, eğer vaktiniz varsa kaçırmayın derim.

Balmumu müzesinin hemen yanında yer alan Çağdaş Cam Sanatları Müzesi’ne ya da üst kısımlarda yer alan Osmanlı Evi’ne giderek Odunpazarı Evleri’ni içten görme şansınız var. Dilerseniz evlerin arasında yer alan şirin kafelerde soluklanarak bu muhteşem semtin keyfini  de sürebilirsiniz.

Odunpazarı Evleri’nden sonraki durağımız şehrin ünlü parklarından Sazova Bilim Kültür ve Sanat Parkı. Halk arasında kısaca Sazova Parkı olarak geçen bu park özellikle çocuklu ailelerin çok keyifli vakit geçireceği bir yer. Park içerisinde Disneyland şatosunun benzeri olan Masal Şatosu, Korsan Gemisi, Sabancı Uzay Evi, Akvaryum ve Bilim Kültür Merkezi gibi çok çeşitli bölümler var. Emin olun çocuklarınız kadar siz de burada çok keyifli vakit geçireceksiniz. Bahar aylarında yanınızda ufak bir hırka bulundurmaya özen gösterin.

Eskişehir’de Gondol Keyfi

Eskişehir’deki ikinci günümüze dilerseniz şehre nazır bir kahvaltı ile başlayabilirsiniz. Eğer ulaşım sıkıntı olmaz derseniz Şelale Park içinde yer alan kafe ve restoranlarda muhteşem Eskişehir manzaralı kahvaltı ile güne başlayabilirsiniz. Kahvaltının ardından sırada şehrin merkezini ve halk arasında Adalar adı verilen bölgeyi keşfetmek var.

Eskişehir’de nüfus yaklaşık 750.000. Anadolu ve Osmangazi Üniversiteleri’ne ev sahipliği yapan şehirde yaşayan öğrenci sayısı ise 50.000 civarı olarak biliniyor. Şehrin bazı bölümlerindeki genç nüfus oranı ilk kez görenleri çok şaşırtabiliyor. Özellikle şehrin simgelerinden Porsuk Çayı ve etrafında yer alan onlarca cafe&restoran gençler tarafından tıka basa doldurulmuş durumda. Biz de merkezdeki gezimize ilk olarak buradan başlıyoruz. Porsuk Çayı’nda yapılması gerekenlerin başında yaz aylarında düzenlenen tekne turları ve gondol gezileri geliyor. Buradaki geziler Venedik ya da Amsterdam’dakiler gibi uzun soluklu olmasa da yapmadan şehirden ayrılınmaması gerekenlerden. Cüzi bir ücret karşlığında şehri gondollarla gezmek insana gerçekten müthiş bir keyif veriyor. Ne de olsa gondol turunun adı bile insana heyecan vermeye yetiyor.

Çibörek mi? Çiğbörek mi?

Gezilerin en güzel anlarından biri yöresel yemekler. Dilerseniz Porsuk çevresinde onlarca klasik cafe restoran var ama Eskişehir’e özgü bir şeyler olsun derseniz akıllara ilk gelen yiyecekler Çibörek ve Balaban Köfte. Yanlış okumadınız doğru yazım şekli “çibörek”.  Kıpçak lehçesinde “lezzetli börek” anlamına geliyor. Seçiminize göre çibörek ya da köftenin birini öğlen birini de akşam yemeğinde deneyebilirsiniz. Porsuk’a yakın konumdaki Papağan Çibörek Evi şehrin ünlü gurme noktalarından. Ufacık dükkanı ile hizmet veren restoranda yemek için biraz sıra beklemeniz gerekiyor. Hizmet kalitesi konusunda sıkıntılı olsalar da lezzet konusunda başarılılar. Balaban Köfte’nin adresi ise Taşbaşı Çarşı’nın arkasında ufak bir pasajda yer alan, salaş ama çok ünlü Abdülselam Köftecisi. Salaş derken gerçekten salaş ama çok lezzetli köfte yapan bir yer. Son gittiğimizde yan masada Kadir Çöpdemir vardı diyelim de en azından biraz daha teşfik edici olalım :) Bunlar dışında Kırım yemekleri ve hamur işleri şehrin diğer yöresel tatlarından.

Halk arasında Doktorlar Caddesi olarak bilinen yer Porsuk Çayı’nın hemen paralinde, trafiğe kapalı, ortasından tramvay geçen ve sağlı sollu mağazaların yer aldığı İstiklal Caddesi benzeri bir yer. Burayı gezip şehrin bir diğer noktası olan Haller Gençlik Merkezi’nde bir şeyler içebilirsiniz. Aslında Eskişehir’de gezip görülecek daha birçok nokta var ama genellikle haftasonu gezileri için tercih edilen şehirde kısıtlı zamanda görmeniz gereken en önemli noktalar bunlar.

Ayrılırken kendinize ve seviklerinize şehrin ünlü yöresel yiyeceklerinden olan Met Helva’dan almayı sakın unutmayın. Köprübaşı’ndaki Balkan Şekerleme ve Helvacısı, Eriş Helva ve İstiklal Mahallesi Reşadiye Sokak’ta bulunan İnan Met Helva alışveriş için en güzel yerler. Buralarda satılan helvalar genellikle günlük, otogarlarda satılan beklemiş helvalardan çok daha lezzetli.

Şimdi Keyif Zamanı

Eğer akşam için planınz yoksa sıra yorucu geçen günün en güzel zamanı olan hamam keyfinde! Sıcak su kaynakları ve hamamları ile ünlü olan Eskişehir’de birçok tesis bulabilirsiniz. Üstelik son yıllarda açılan bir çok yeni haman kaliteli hizmet sunuyor. Son açılan merkez aşevi hizasındaki Kent Hamamı bunlardan biri. Demirkazık ya da Hamamyolu’nda yer alan tüm tesisler de size yorucu geçen günün yorgunluğunu unutturacak türden. Şehirden ayrılmadan hamam keyfi yaşamayı ihmal etmeyin!

Kısacası günümüzde Eskişehir ; üniversiteleri, kültürel etkinlikleri, müzeleri, senfoni orkestraları ve operasıyla tam bir kültür şehri.  Klasikleşmiş “En yaşanılabilir kentler” gibi listelerde Eskişehir’in adını sürekli görmek mümkün. En azından hafta sonu kaçamağı yaparak değerlendirebileceğiniz Eskişehir’i en kısa zamanda mutlka görün, keşfedin. 

Sami'nin Gezi Notları