Huzur Dolu Kopenhag

Bir kış günü ‘haydi neden Kopenhag’a gidip biraz üşümüyoruz...

Bir kış günü ‘haydi neden Kopenhag’a gidip biraz üşümüyoruz, içimizi ısıtmak için tasarım dükkanları, güzel kahveciler, restoranlar ve yılbaşı marketlerinde gezeriz’ dedik ve kendimizi 3.5 günlüğüne Kopenhag’da bulduk. Aralık ayında!

Aslında en güzeli tabi yaz aylarında gitmek olur. Nemli ve beklenmedik şekilde sıcak olabilse de, Kopenhag bence yazın da görülmeli. Biz bu üç ve buçuk gün boyunca çok gezdik, bol yedik ve bolca şaşırdık... Nelere mi?

Kopenhag’ın bisikletin Amsterdam ile beraber dünyada en efektif kullanıldığı kent olmasına, balık ürünlerinin tazeliğine, beklemediğimiz bir jazz kültürüne ve sofistike dinleyicisine, kaliteli servis ve yemeklerine, biralarına, kahvelerine ve düzenine...

Son dört senedir Avrupa’da yaşadığımızdan bazıları bize normal gelse de, çok beğendiğimizi itiraf etmeliyim bu şehri. Çok fazla şehre ‘buraya gene geliriz’ demiyoruz ve önümüzdeki diğer şehirleri görmeyi ve listemizi azaltmayı hep hedefliyoruz ama; buraya gene geliriz. Kopenhag bir çok bölgeden oluşuyor. Biz aşağıdaki listeden koyu renkli ola bölgeleri 3.5 günde genel olarak gezdik.
 

  • CARLSBERG
  • CHRISTIANIA
  • CHRISTIANSHAVN & HOLMEN
  • CITY CENTRE
  • DRAGØR
  • EAST AMAGER
  • FREDERIKSBERG
  • HELLERUP
  • MEATPACKING DISTRICT
  • NØRREBRO
  • VALBY
  • VESTERBRO
  • ØRESTAD (WEST AMAGER)
  • ØSTERBRO
     

Müzeler, yollar ve kaçırmayın dediklerimiz...

Kopenhag’a gidilince ilk görülmesi gereken yer Tivoli bahçeleri. Burada dev bir eğlence alanı ve Lunapark kurulmuş durumda. Şehrin ana merkez bölgesi dışında iki tane çok popüler bölgesi var. Burası Londrada Shoreditch veya New York’a gidenler bilir, biraz Meat Packing District tadında. Hatta Kopenhag’da da bir Meat Packing isimli bölge  var. Bunlardan kuzeyde olanının adı Norrebro. Buranın en ünlü caddesini gezin derim, ismi Jaegersborggade. Bu caddede iki tane meşhur lokanta var, bunlardan birinin adı Relae diğerinin ise Manfreds. İkisinin sahibi de ayni…

Biz otobüs turu da yaptık. Çok keyifli ve iki aktarma ile önce şehri tanıdık. Haritada anladık ve daha sonra gezdik. Çok işimize yaradı. Bot turu dahil olanı aldık ama vaktimiz kalmadı ve bot turunu maalesef yaktık. 

Diğer gördüğümüz ve keyif aldığımız yerler, National Gallery of Denmark, Christiansborg Palace ve aynı kampüs içindeki Danimarka Parlementosu, Yahudi Müzesi, Kraliyet Kütüphanesi ve National Museum. İçinden geçerek yürüdüğümüz Botanik Bahçeleri ise enfes idi, kaçırmamanızı öneririm. Eğer hippi ruhunuzu geri getirmek isterseniz barları, kahve dükkanları ve serbest yaşantısı ve 800 kişilik nüfusu ile otonom bölge Christiana’yı gezebilirsiniz.

Langelinje rıhtımındaki Deniz Kızı heykelini otobüs turunda durup gördük. Bir çok kez vandalizme uğrayan bu eser, Kopenhag deyince akla ilk gelen şeylerden biri. Nyhavn bölgesi renkli evleri ile çok keyifli bir yer, biz tam hava kararırken oradaydık. Kopenhag’ın en büyük alışveriş caddesi ise Stroget. Burası Avrupa’nın en uzun araçtan arındırılmış caddelerinden biri. Amalienborg sarayı ise dışarıdan gördüğümüz bir saray 1700’lerde yapılmış. Devasa...

Round Tower 17. yy’dan kalma orta büyüklükte bir kule. Biraz Galata kulesi büyüklüğünde diyebiliriz. Yanındaki kiliseler ile dükkanlar gezmek ve görmek için ideal. Biz gitmedik ama Rosenborg ve Kronborg kalelerine gitmenizi öneririm, belki sonraki sefere biz de gideriz. Gene zamanımız olmdığından gitmediğimiz Carlsberg bira fabrikası ve 106 metre yüksekliğindeki Christiansborg saray kulesi listenizde olsun.


 

Balık, Ekmek ve Kahve... Kopenhag’da yemeden gelme!

Öncelikle Kopenhag’da yemek ve içmek Avrupa’ya oranla pahalı. İtalya’nın 2 katına yakın diyebilirim. Deniz ürünleri nispeten daha ucuz. Yemekteki vergi, içkiden daha yüksek. Bizim ilk gittiğimiz restoran Maven idi. Burası bir kiliseden çevrilmiş bir restoran. Klasik tütsülenmiş somon ve biftek en iyi seçimleri. Yılbaşı birası isimli yerel biraları leziz. Çok merkezi. Schonnemann ise Danimarka’nın meşhur açık sandviçlerini yapan iki önemli yerden biri. Rezervasyon çok önemli.  Ertesi gün kahvaltı için ise meşhur Grod dükkanına gittik. Burası yulaf ve pancake için ideal.

Diğer bir açık sandviççi ise bizim daha çok beğendiğimiz Aamanns. Burası yanyana iki dükkan. Biri şık, yavaş servisli ama daha büyük porsiyonlu. Burada da yememize rağmen diğeri daha hazır al çık tarzında, daha ucuz ve daha küçük boy sandviçler sunuyor. Aslında ekmeğin üzerine konan et, tavuk, balık ve sebzeler dersek daha doğru. Tam ismi açık sandviç oluyor.

Kopenhag’ın Jamie Oliver gibi en meşhur restoran sahiplerinden biri Claus Meyer. Bu adamın Noma ve bir çok pastane dükkanı var. Eski bir bot terminalinden çevirdiği restoran kompleksindeki The Studio çok kaliteli ve pahalı. Diğer önemli restoran ise Kokkriet. Bu biraz daha rahat bir yer. Eski radyo binası gene gitmeniz gereken restoranlardan biri, Restaurant Radio. Buranın tereyağı meşhur. Sehrin en iyi bira içilecek yeri Mikkeler. Hem Norrebro’da hem Vesterbro bölgesinde var.

Vesterbro’da Meatpacking bölgesine gittiğinizdeki ana meydanda bir çok iyi bar bulabilirsiniz. Bunların en önemlisi Pate Pate. Şarap ve atıştırmalık için birebir. Gene en yi deniz ürünü restoranlarından biri olan Kodnyens Fiskbar benim en iyi deniz ürünü yediğim restoranlardan biri. Keza gitmedik ama Kul isimli restoranı da önerdiler. En keyif aldığımız yer ise Torvehallerne isimli kapalı market. Burası Madrid’deki Mercado San Miguel marketine çok benziyor. Gündüz hem yemek hem de kahve için inanılmaz. Dev bir şarküteri desek yanlış olmaz.  Burada muhakkak Cafe Collective’den kahve için ve Laura’s bakery’den sandwich, ekmek vs. alın derim.
 

Geceler… Ah geceler…

Kışın gittiğimizden dolayı bünyeye çok daha az güneş ışığı aldık haliyle. Dolayısı ile geceler soğuk olmasına rağmen çok sofistike müzik kültürü, kaliteli dinleyicisi ile bize keyifli müzik ziyafeti sundu. Montmarte Jazz kulüpte Jazz dinledik. Kesin yapılmalı, bilet almak mecburi biz ikinci yarısında girdik, sorun yaşamadık. Gece kuşları için diğer önerilerimiz NASA, Vega, Café Nemoland (canlı müzik), Balthazar ve Karriere Bar.


Kuzey Avrupalılar’ın Alışveriş Kültürü

Porselen, kahve, tasarım mobilya, 66 NORTH Outdoor kıyafetleri bizim genelde seçimimiz oldu. Büyük alışveriş merkezlerindeki mutfak tasarımları ise akıl kaybetmek için bire bir. Kıyafet için çok aşırı farklı şeyler olduğunu söyleyemem ama Kuzey Avrupalılar’ın pastel tonlardaki kullanımları, kravat, askılı pantalon ve kadınlarda şık ve farklı aksesuarlar gördüğümü belirtmek isterim

66 North İzlanda markası ve şık kıyafetleri ile dünyada İzlanda dışında sadece Kopenhag’da dükkanları var. Nefis…. Pahalı ama öneririz. İkinci el bebek eşyaları inanılmaz popüler. Bunun için bir çok dükkan gördük. Ekonomik olduğunu düşünüyoruz. Tahta oyuncaklar ise çok ama çok sık bulunan diğer bir Kuzey Avrupa klasiği…

Alışveriş için en popüler küçük sokaklar: Strædet, Grønnegade, Studiestræde and Krystalgade. Diğer büyük ama önemli caddeler ise: Jægersborggade (Rel isimli Michelin yıldızlı restoran’da burada), Værnedamsvej (biraz küçük Fransa tadında), Istedgade (biraz uçuk kaçık), Pilestræde (biraz kalabalık)
 


Ulaşım

Otobüs, Bisiklet ve Taksi bunlardan üçü. Taksi çok ama çok pahalı. Metro bize çok kolay gelmedi. Yaz olsa tandem bisiklet kiralayacağımıza eminim çünkü son derece güvenli. Yürümek için ise büyük bir şehir. Ben zamanınıza göre ve eğer grup olarak kalabalıksanız kısa mesafede taksi uzun mesafede otobüs yapın derim.

Sedef'in Günlüğü